Sivas’ta, 2 Temmuz 1993’te, Madımak Oteli’nde 33 aydının gericiler tarafından katledilmesine ilişkin firari sanıklar Murat Sonkur, Murat Karataş ve Eren Ceylan’ın yargılandığı son davada mahkemenin, zaman aşımı gerekçesiyle davayı düşünmesine tepkiler sürüyor.
Hukukçular, kararı Cumhuriyet’e değerlendirdi. Davanın avukatlarından Erdoğan Kılıç, kararın usule aykırı olduğuna dikkat çekti. Kılıç, Türk Ceza Yasası’nda (TCY) “Kaçak kararı alınırsa zamanaşımı durur” maddesinin bulunduğunu anımsatarak, “Bu dosyada sanıklar için 2019’da kaçak kararı alındı. Mahkeme kaçak kararını kaldırsa bile kararın verilme ve kaldırılması arasındaki zaman davaya eklenir ve zamanaşımından düşmez. Açık usul hatası yaptılar, bozulacak bir hata” dedi.
Katliam sırasında, “Cumhuriyet burada kuruldu, burada yıkılacak” sloganını anımsatan Kılıç, “Bu gibi ibareler ana davanın gerekçesinde var. Davanın özü anayasal düzeni ortadan kaldırmaya teşebbüste bulunmak. Ancak üstünü örtmek isteyen bir iktidar olgusu var” ifadelerini kullandı.
(Bülent Yücetürk)
‘DESTEK VEREN DE SORUMLU’
Eski Ankara Cumhuriyet Savcısı Bülent Yücetürk davanın “anayasal düzene karşı bir suç” olarak değerlendirildiğini anımsatarak “Her ne kadar böyle değerlendirilse de orada insanlar canlı canlı yakılarak öldürüldü. Sadece oteli ateşe verenler değil, onlara destek verenler de sorumlu” dedi. Kararda hukuksal bir hata olduğunu belirten Yücetürk, “TCY, ‘siyasi, dini, felsefi ve ırki nedenlerle sistemli bir saldırının yapılmasını’ insanlığa karşı bir suç olarak tanımlıyor. Madımak’ta insanlar farklı görüşleri nedeniyle yakıldı. Yani TCY’deki tipiklik sağlanıyordu” bilgisini verdi.
Yücetürk, mahkemenin bu hükmü göz önünde tutmadan siyasi bir karar verdiğini vurgulayarak, “Mahkeme bu karara uymamıştır. Çünkü iktidar Madımak dosyasının kapatılmasını istiyor” diye konuştu. 1995-1998 yılları arasında Sivas Cumhuriyet Savcısı olduğunu hatırlatan Yücetürk, Madımak katliamının zaman aşımı dosyasına baktığını belirtti. Sanıklardan birinin savcılığa dilekçe verip “Gerçek failleri açıklayacağını” söylediğini anlatan Yücetürk, bu kapsamda ilgili birimlerle konuya ilişkin yazışmalar yaptığını ancak daha sonra başsavcı tarafından elinden alınan dosyanın “kendi haline bırakıldığını” söyledi.
(Doğan Erkan)
‘EGEMENLİK ACZİYETİ’
Madımak katliamı davasını Ankara Barosu Toplumsal Dava ve Hukuk Araştırmaları Merkezi (TODAM) adına takip eden avukat Doğan Erkan ise kararda “egemenlik acziyetinin” olduğunu belirterek “Devlet yurtdışında kırmızı bültenle arama kararı olan bir insanlığa karşı suç failini 30 yıl boyunca kendi ülkesine getirtemiyor. Siyasal iktidarın bunu bilerek yaptığı kanaatindeyim” değerlendirmesinde bulundu.
İnsanlığa karşı suçların bir ilke tanımı olduğuna işaret eden Erkan, “Ancak insanlığa karşı suçlarda zamanaşımı olmaz. Bu ilkesel, evrensel ve tüm zamanlara ilişkin bir karardır” ifadelerini kullandı.
Erkan, Madımak katliamını döneminde yürürlükte olan anayasa ve Birleşmiş Milletler Antlaşması’nın ilkeleriyle birlikte değerlendirilmesi gerektiğini belirtti.